''Kucağındaki yavrusuyla, yağmur demeyip, çamur demeyip, sıcak demeyip cephenin mühimmatını taşıyan hep onlar, o ilahi kadınlarımız olmuştur.
Onun için hepsini, büyük ruhlu ve büyük duygulu kadınlarımızı, analarımızı
şükran ve minnetle ebediyen taziz ve takdis edelim.'' (1923)
''Ey kahraman Türk Kadını! Sen, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.''
Ne güzel söylemiş Atatürk. Minnetle anıyor kadınlarımızı, hem de o yıllarda önem verilmeyen, söz sahibi olamayan, Cumhuriyetle birlikte hak ve özgürlüklere kavuşan kadınlarımız, kutsal varlıklarımız, analarımız, bacılarımız, sevgililerimiz… Ama hiç kıymetini bilemediğimiz büyük ve yüce kadınlarımız.
Kadınlar bugün her yerde, her mevkide ve insanlığın ihtiyaç duyduğu her koşulda yaşamımızda mevcut olması gereken yüce varlıklardır. Fakat ne yazık ki 21. yüzyılda olmamıza rağmen kadınlarımızın üzerinde hala dertler hala kederler hor görmeler, öldürülmeler, kadın sığınma evlerinde saklanmalar… Nereye kadar bu böyle devam edebilir anlamak mümkün değil. Değil mi ki yıpratılan kadınlarımız birer annedir ya da anne adayıdır. Yüreklerinde barındırdıkları vasıfları saymakla bitiremeyeceğimiz kadınlarımızın neden kıymeti bilinmez. Cehaletten mi yoksa eğitimsizlikten mi anlamak mümkün değil.
Kadınlarımız için söylenecek o kadar söz var ki bu ne kitaplara ne de sayfalara dökmekle bitebilir. Analık duygusu asla anlatılamaz, yalnızca yaşanır. Onlar analarımız, onlar tarlada çalışanlarımız onlar harpte savaşa katılanlarımız onlar evlatları uğruna canlarını verenlerimiz onlar dayak yiyenlerimiz, yediği dayağı saklayanlarımız, onlar yuvamızın bekçileri, onlar törelere kurban edilenlerimiz. Hayatlarının baharında ölüme mahkûm edilenler. Sorgusuz sualsiz hiç söz hakkı olmayan kadınlarımız, kızlarımız.
5 Aralık Dünya Kadın Hakları Gününüz kutlu olsun