Ankara Bozkırından Türkiye Büyük Millet Meclisine: Satı Kadın (Hatı Çırpan)

Türkiye’nin ilk 17 kadın milletvekilinden birisi.

            Milli Mücadele döneminde gerek cephede cesurca savaşan, cephe gerisinde her türlü fedakârlığı göstermekten geri kalmayan Türk kadını için M. Kemal Atatürk’ün övgüsüne mahzar olduğu bilinmektedir. Türk kadını için Cumhuriyet öncesi ve sonrası karşılaştırıldığında, ‘haklar’ konusunda Cumhuriyetin, Türk kadınına büyük bir değişme ve gelişme sağladığı görülmektedir. Bu gelişme sonrası ilk kadın milletvekili Satı Çırpan dikkate değerdir. Ve diğer kadın milletvekillerinden farkı hemen anlaşılmaktadır. Kimdir Satı Kadın? Cumhuriyetin daha ilk yıllarında bir çiftlikten nasıl olur da meclise girmeyi başarmıştır?

            Daha genç bir kadınken babasının ölümü üzerine ve babasından kalan miras için köyün zorbalarından olan Kara Yusuf ile mücadele etmek zorunda kalmıştır. Satı Kadın bu mücadeleyi kazanınca adı Satı Ağa olarak anılmaya başlanmıştır. İstiklâl Harbi’nde orduya malzeme yetiştirmek için mücadele vermiştir. Harf İnkılabından sonra da açılan Millet Mekteplerinde okuma yazma öğrenmiştir. Kadınlara 1933 yılında muhtar seçme ve seçilme hakkının tanınmasından sonra ise babasının muhtarlık görevini devralarak, köyünün sorunlarını çözmek için çaba harcamıştır. Hatta ata binip silah kuşanıp köyün inzibatına bile yardım etmiştir

            ATATÜRK İLE KARŞILAŞMASI

            Satı Kadın’ın milletvekilliği süreci Atatürk ile tanışması üzerine başlamıştır. Satı Kadın Kazan köyü muhtarlığı yaptığı dönemde Atatürk’ün Kızılcahamam’a doğru gittiğini haber alması üzerine köyü temizletmiş, köylüyü toplayarak Kazan’a yakın Bitik Nahiyesi ’ne gitmiştir. Atatürk gelince elini öper, köylüler hazırladıkları ayranı Atatürk’e ikram etmeye çekinince Satı Kadın kendisi ikram eder ve hatta ayranı Atatürk’e ikram etmeye çekinen köylülerin; “Seni astırır, kestirir, hiç korkun yok mu? ” sözlerine aldırmadan; “Ondan insana fenalık mı gelir?” diyerek ayranı Atatürk’e ikram etmiştir.

Atatürk kendisinin Kazan köyünün muhtarı olduğunu öğrenir. Hatta Atatürk kendisine muhtarlıktan memnun olup olmadığını sormuştur. Satı Kadın memnun olduğu şeklinde cevap vermiştir. Atatürk’ün ayrıca,

“-Senin kocan kim?“ diye sorusu üzerine Satı Kadın, kocasının Sakarya Savaşı’nda boğazından yaralanmış bir cengâver olduğunu söylemiştir. Atatürk kendisine bir soru daha sormuştur;

“Ne zaman doğdun?

-1919’da Atatürk Samsun’a çıktığı zaman doğdum...

Ata, bir an düşündü. Yıl 1934 idi. Kadının bu ifadesine göre 15 yaşında olması lâzım gelirdi. Hâlbuki karşısında abideleşen kadın... 25 yaşlarında görünüyordu. Tekrar sordu: -Nasıl olur? Evet, nasıl olurdu bu? Satı Kadın, hiç tereddütsüz, o her zamanki nüktedan hâli ile memleketin işgal altında geçirdiği acı yılları ima ederek:

-“Evet Paşam. Ondan evvel yaşamıyordum ki...”.

            Yola devam ederken Atatürk, Nuri Conker’e “İşte mebus olacak kadın” diyerek, Satı Kadın’ın adını ve köyünü kaydettirmiştir. Atatürk’ün ziyaretinden birkaç ay sonra köyün bekçisi tarafından kendisine bölük kumandanı tarafından çağrıldığı söylenir. Bölük kumandanının yanına bir komşusuyla beraber giden Satı Kadın’a bölük kumandanı;

“-Biz seni köy muhtarlarının başına ireyis yapacağız” demesine üzerine Satı Kadın’da; “-İyi ya olurum. Hükümetin emrine kellem bile feda olsun”  diye cevap vermiştir.

            Türk kadınına her sahada değerini ispatlamak isteyen Atatürk, haklar konusunda da verdiği destek bilinmekte, kadını erkekten ayrı tutmayan, her sahada birlikte görmek isteyen Atatürk, hitaplarına “Efendiler!” diyerek başlamaktadır. Bunun sebebini de kendisi şöyle ifade etmektedir; “Efendiler! Dediğim zaman hanımefendiler ve beyefendiler demektir”

Türk kadınına Cumhuriyet ile birlikte siyasal haklar tanınarak kendini ailede, toplumda gerekse savaşta olduğu gibi siyasi alanda da etkili olabileceğini kanıtlamıştır.

            Satı Kadın ilk seçilen kadın milletvekillerimizden olup çeşitli kaynaklara göre köylerden kendisine şikâyet bildirmek üzere gelenleri kendi evine topladığı, onları evinde birer misafir gibi ağırladığı, meclis çalışmalarında tarımsal üretim hususlarında görev aldığı bilinmektedir.

            Köylüler ile beraber meclisin önünde yerde oturarak saatlerce sohbet ettiği bilenen Satı Kadın bu yolda ilerleyen erkek kadın fark etmeksizin tüm politikacılarımıza örnek olması dileğiyle.

            Saygı ve minnetle anıyoruz.

Faydalanılan kaynaklar

Sibel DUROĞLU, “Türkiye’de İlk Kadın Milletvekilleri

Gülizar Çakır Sümer, “Türkiye’de Kadın Milletvekilleri

Utkan Kocatürk, Atatürk’ün Fikir ve Düşünceleri

Genelkurmay Başkanlığı “ATATÜRK’TEN ANEKDOTLAR”, Ankara