Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Uluslararası Stratejik İletişim Forumu’nun (Stratcom Summit 24) kapanış konuşmasını gerçekleştirdi.

Altun’un konuşmasından bazı satır başları şöyle: “Meskur nedenle özellikle çocukların ve içinde bulundukları yaş kuşağı ve sosyoekonomik statüsü nedeniyle direnci düşük diğer grupların yapay zeka kullanılan iletişim mecralarında korunması hususunda açık ve net bir şekilde tanımlanmış yasa, yönetmelik ve yönergelerin yürürlüğe girmesi gerektiğinin altını çiziyoruz.

Savunmasız gruplar için şiddet, toplumsal birlikteliğe yönelik yıkıcı değerler ve dezenformasyona karşı temel etik kodlarının inşasının bu sürece hizmet edecek ortak içerik üretilmesinin, gerekirse bunlar için yeni sosyal medya ortamlarının kurulmasının bir mecburiyet olduğunu vurguluyoruz.

Yapay zeka teknolojilerinin, kişisel verilerin kullanılması ve siber güvenlik esaslarına uygun bir şekilde kullanımını tüm devlet ve devlet dışı aktörlerce teşvik edilmesi gerektiğini savunuyoruz.

Kaldırıldığı Hastanede Yaşam Savaşını Kaybetti Kaldırıldığı Hastanede Yaşam Savaşını Kaybetti

Biz yapay zekanın yanlış, eksik bilgi yaratmak için değil, infodeminin anlaşılıp karşı tedbir alınabilmesi için sektörün insansızlaştırılması yerine yapay zekanın insanileştirilmesi gerektiğine inanıyoruz.

Bu çerçeve ve değerler sistemi bağlamında küresel hakikat mücadelesinde iletişim ortamlarının zenginleştirilmesi ve tüm paydaşlarımızla ortak çalışmaların artırılmasını önemsiyoruz. Yapay zekanın getirdiği sosyal ve ekonomik değişimi benimserken, yeni sistemin olumsuz etkilerine karşı ulusal ve küresel çapta alınabilecek tedbirler üzerinde çok taraflı, çok yönlü ve kapsayıcı disiplinler arası çalışmaların çeşitlendirilmesini ve derinleştirilmesini teşvik ediyoruz.

Yapay zekanın sebep olduğu dönüşümün ışığında tüm örgün ve hayat boyu öğrenme müfredatlarının güncellenmesi ve yapay zeka eğilimlerine erişimin kolaylaştırılmasının gerekliliğini vurguluyoruz.

Yapay zeka ve diğer ileri teknoloji ürünlerinin, günümüzde siyaset ve uluslararası ilişkilerde tali değil, asli bir unsur haline geldiğini ve yapılacak her türlü yasal ve teknolojik düzenlemenin bu bilinçle yapılması gerektiğine inanıyoruz.

Türkiye olarak biz barış, hakikat ve adaleti önceleyen bir istikrar ve güven iklimini bölgemizde ve dünyamızda tesis etmek için uluslararası diyaloğun önemine inanıyoruz.”